2022’de iklim değişikliğinin yol açtığı hasar çok büyüktür. Yalnızca Pakistan’da, yazın oluşan aşırı sel binlerce kişiyi öldürmüş, milyonları yerinden etmiş ve 40 milyar dolardan fazla maddi zarara neden olmuştur. Yine sonbaharda Nijerya’da oluşan sel felaketi yüzünden yüzlerce kişi ölmüş, 1 milyondan fazla insanı evsiz bırakmıştır. 2022’de Avrupa’nın belirli kısımlarındaki kuraklık ortalamanın üzerinde seyretmiştir. Avrupa Komisyonu’nun Birleşik Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen değerlendirmeye göre, Avrupa’nın neredeyse üçte ikisinin kuraklık tehdidi altında olduğunu belirtilmiştir. En büyük nehirlerin kurumasına yol açan, Avrupa, Çin ve ABD’deki kuraklıklar Mississippi ve Ren gibi ana su yollarındaki ticaret akışının yavaşlamasına sebep olmuştur. Nehirlerin kurumasına yol açan kuraklık; taşımacılık, enerji ve tarım üretimi konularında ciddi sorunlar yaratmıştır.
2022 ortalarına geldiğimizde iklim krizini çözmek adına yeni umutlar yeşermiştir. Yeni politika atılımları, küresel ısınmayı yavaşlatma ve tersine çevirme çabalarına muazzam katkı sağlama potansiyeline sahiptir. Daha çevreci hükümetler tarafından sera gazını sınırlandırmaya yönelik yeni çabaların yasalaştığı bu yılda bazı heyecan verici gelişmeler yaşanmıştır.
- Avrupa Birliği, sınırında karbondioksiti vergilendiriyor
AB, emisyonu 2030 yılına kadar (1990’a göre) %55 oranında azaltma taahhüdünü hayata geçirmeye başladı. Bloğun 27 üyesi, bulundukları bölgenin katılaşan kurallarına uymak zorunda kalan AB’nin, şiddetli karbon endüstrilerini korumayı amaçlayan bazı ithalatlara uygulanan Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması’nın yürürlüğe girmesi için tarihi bir anlaşmaya vardı. Yürürlüğe girdikten sonra AB’nin çevre kirliliği kısıtlamasına uymayan ülkelerden ithal edilen mallara, ek maliyetler uygulanacak ve böylece finansman ve finansal akışlar doğa ile uyumlu hale getirilecek.
Söz konusu kurallar, taşımacılık ve ısınma için tekrar gözden geçirildi. Politikanın bu şekilde genişletilmesi ile enerji üreticilerinden çelik üreticilerine kadar çevre kirliliğini azaltma çalışmaları daha da artacaktır.
- Biyolojik çeşitlilik yok olmaya büyük bir ara veriyor
Aralık 2022’nin ikinci haftası Montreal’deki Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik Konferansı’nda (COP15), 195 ülke 2030 yılına kadar Dünya’nın bütün kara ve sularının %30’unu koruma ve bozulmuş ekosistemlerini geri getirmeyi taahhüt etti. Gelişmiş ülkeler henüz ciddi adımlar atmasa da, gelişmekte olan ülkelere 2030’a kadar 30 milyar dolar destek sağlayacak.
3.Gelişmiş ülkeler kayıp-hasar ve enerji geçişini finanse ediyor
BM’nin düzenlemiş olduğu COP15’te biyoçeşitlilik hamlesi gerçekleştirilmiştir. İklim krizinden etkilenen yoksul ülkelerin yıllardır talep ettiği kayıp-hasar fonlarının sağlanması konusunda, Mısır’da düzenlenen COP27‘de anlaşmaya varıldı.
Bir başka iklim fonu olan Adil Enerji Dönüşümü Ortaklığı (JETP) 2022’de daha kapsamlı kullanılmaya başlandı. Bu fon gelişmekte olan, kömüre bağımlı ülkelerin kirli fosil yakıtlardan uzaklaşmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Güney Afrika’nın 2021’de açıklanan 8,5 milyar dolarlık JETP’si, bu anlaşmalar için ayrıntılı bir plan haline geldi. 2022’de yapılan ek anlaşmalarla Endonezya’ya 20 milyar dolar, Vietnam’a da 15,5 milyar dolar fon sağlaması bekleniyor.
- Metan konusunu daha ciddiye almak
Dünya, atmosferde güçlü bir ısı tutucu olan metan gazının tehlikelerini anlamakta geç kalmıştır. Geçen yıl Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Devletler İklim Konferansı’ndan (COP26) bu yana ülkeler petrol ve gaz kuyularında, kömür yataklarında, çöplüklerde ve hayvancılıkta oluşan metan emisyonlarını azaltmak için küresel bir taahhüdü imzalamıştır. Mısır’daki COP27’de ise Avustralya taahhüde kaydolmuş ve gelecek yıllarda başka ülkelerin de kayıt olma motivasyonlarını artırmıştır.
Kaynak
https://phys.org/news/2022-12-climate-breakthroughs-net.html