| Doğayla Barış | |
| Çizim: Nuray Doğan |  Öznur Mısral |
| Yayınevi: Cinius Yayınları | |
| Basım Yılı: Haziran/2020 | |
| Baskı Sayısı: 1 | |
| Sayfa Sayısı: 135 | |
| ISBN: 978-625-7863-31-5 | |
| Cilt Tipi: Karton kapak | |
| Kağıt Cinsi: 2. Hamur | |
| Boyut: 14 cm x 21 cm | |
İçerik
Kitabın ana karakterleri Nora ve Nuh, su dalgaları arasından fırlamış bir ağaç dalında oturarak okuyucuyu selamlıyor ve içerikle ilgili bazı ipuçları veriyor. “Doğayla Barış” kitabı, okurlarını, kullanılabilir su kaynaklarının gelecekte yok olma tehdidi ile yüzleştiriyor. Yazar Öznur Mısral, bu sorunu fantastik bir hikaye üzerinden öyküleyici anlatım yöntemiyle aktarıyor. Yazarımız lisansını Gazi Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdikten sonra Felsefe Grubu Öğretmenliğinde yüksek lisansını tamamlamıştır. Kendisini sürekli olarak ek kurslarla birlikte (“Değerler Eğitimi, Klinik Psikoloji, Aile içi ve cinsel şiddet”) çeşitli alanlarda sürekli geliştirdiğini ifade etmektedir. Ayrıca kendisini hayat boyu bir öğrenci olarak tanımlamaktadır.
Kitap, kötü karakter rolündeki “Kuş Kadın” ve biri kız biri erkek olan iki sevimli çocuk arasında geçen olayları konu ediniyor. Kuş Kadın geçmişte yaşadığı bir takım olaylar sebebiyle zamanla hem doğaya hem de çevresindeki insanlara zarar veren bir karakter hâline bürünüyor. Yazar bunun sebebini Kuş Kadın’ın çocukken köylerine gelen pamuk şekerciden şeker almak için yanına aldığı 10 kuruşu kaybetmesinin ardından kötü bir karaktere dönüşmesine bağlıyor. Satıcının ondan 10 kuruş yerine 2 yumurta istemesi üzerine Kuş Kadın önce folluklarında daha sonra tüm köyde yumurta arıyor ama bir türlü bulamıyor. Haftaya ödemek üzere satıcının yanına gidiyor ancak satıcı çoktan gitmiş olduğunu fark ediyor. Çevredeki çocuklar onun bu hâliyle alay ediyor ve gülüyorlar. Bu olaydan sonra Kuş Kadın köydeki tüm tavukları öldürüyor. Ardından rehabilite merkezinde yetişkin oluncaya kadar tedavi görüyor ve hiçbir ziyaretçi kabul etmiyor. Rehabilite merkezinden çıktığında geçmişe olan öfkesi hâla dinmeyen Kuş Kadın bir daha 10 kuruşa ihtiyaç duymamak için kendine yeni ve zengin hayatını inşa edeceğine söz veriyor. Kuş Kadın zaman içerisinde kurmuş olduğu şeker fabrikaları ile çok zengin olmayı başarıyor. Şeker üretiminde kullandığı özel formül ile birlikte şekerlerinin daha fazla tüketilmesi için yiyenleri bağımlı kılacak bir toz ekliyor. Yine bir sabah bu formülü geliştirmek üzere çalışıyor ancak istediği kıvamı tutturamıştı ve öylece pencereden kurbağaların yaşadığı sazlığa döktü. Ardından bahçesinden sesler gelmeye başlıyor ve dışarı çıkıyor. Dışarıda yarı insan yarı kurbağa şeklinde bir görüntüyle karşılaşıyor ve çok korkuyor. Ancak korkusu uzun sürmüyor çünkü; bu değişik canlılar “emrinizdeyiz efendim” diye Kuş Kadının önünde eğilmeye başlıyor. Kuş Kadın tesadüfen kölelik formülünü bulduğunu fark ediyor. Bu formülle Kuş Kadın kara kargalar ve yarı kurbağaları kendine köle etmeyi başarıyor. Bunu insanlar üzerinde de denemeye karar veriyor. Bu deney için kargalardan, bir kız ve bir erkeğe bu köleleştirici şekerleri vermesini istiyor. Kara kargalar dışarıda oynayan Nora ve Nuh adlı iki arkadaşı görüyor ve onların güvenlerini bazı hareketler sergileyerek kazandıktan sonra çocuklara şekerleri veriyorlar. Bayılan çocuklar gözlerini şatoda açar ve hikaye yoluna devam eder.
Kitabın genelinde çocukların şatoda ve dışarıda yaşadıkları çeşitli maceralar alt başlıklar şeklinde anlatmıştır. Paylaşmak Mı Yoksa Paylaşmamak Mı? alt başlığında çocuklara bencil olmamayı, paylaşmayı ve duyarlı olmayı öğütlemektedir. Kitapta ki diğer alt başlıklarda, çocukların kendileriyle barışık olması, paylaşımcı olmaları gibi konulara ek olarak ta kullanılabilir su kaynaklarının yok oluşu gibi çeşitli konular da aktarılmaktadır.
Güçlü Yönleri
- Kitap, güç/zenginlik gibi kavramların para veya mevki ile değil, insanın içindeki sevgi, çevresine duyduğu hassasiyet gibi manevi değerlere bağlı olarak ölçülebileceğini vurgulamaktadır.
- Doğaya verilen tahribatın sonuçları rakamlara boğmadan, belirli bir hikaye eşliğinde verilmektedir.
- Doğaya atılan plastiklerin verdiği zararları, suyun gereksiz harcanması gibi durumların suyun dile gelmesi gibi fantastik bir yöntemle verilmesi istenen mesajı okuyucuya daha etkili bir şekilde işlemektedir.
- Kitapta yer alan Paylaşmak mı Yoksa Paylaşmamak mı?, Kötülük Sonradan mı Kazanılır? gibi alt başlıkların soru şeklinde verilmesi okuyucuyu sorgulayarak öğrenme yetisi kazandırmaktadır.
Zayıf Yönleri
- Kitapta yer alan kurbağa köleler ve Kuş Kadın arasında geçen “Bakıyorum efendim. Tam olarak nereye bakmamı istemiştiniz efendim?” gibi diyalogların hikayenin belli bölümlerinde çok sık tekrar ediliyor olması hikayenin akıcılığını bozabilir.
- Dikkat çekmek adına kullanılan “Kuş Kadın’ın kalçalarındaki yağ kümesi” gibi farklı tamlamaların okuyucu kitlesine uygun olmayacağı düşünülmektedir.
Sonuç
Hikaye, okuyucunun merakını ve dikkatini çekmek adına yarı insan yarı kurbağa, suyun konuşması gibi fantastik öğelerle desteklenmektedir. Doğayla Barış’ın olay örgüsü, Kuş Kadın’ın zamanla daha da kötüleşmesi, hırsıyla birlikte yok ettiği ormanın ve suyun, hikayenin sonunda Kuş Kadın’ın bir şişe suya muhtaç olması ile devam etmektedir. Kitapta kötü karakter bir nevi yoklukla sınanıp terbiye edilmektedir. Sonuç olarak, hem kişisel gelişim konuları hem de doğaya verilebilecek zararlar, doğayı sevmek ve suyun korunumu gibi konuları okuyucuyu bilinçlendirecek şekilde aktaran fantastik bir eserdir.
Oğuzhan Demir