Ultrakapasitör veya elektrikli çift katmanlı kapasitör olarak da bilinen süperkapasitörler, gelişmiş özelliklere sahip enerji depolama cihazlarıdır. Süperkapasitörler genel olarak iki elektrot, elektrolit ve seperatörden oluşmaktadır. Kullanılan elektrotlar geniş yüzey alanına sahiptir. Ayrıca elektrotlar arasındaki mesafe çok kısadır1. Bir elektrolit ve elektrot arasındaki ara yüzeyde yüklerin elektrostatik olarak ayrılması ile enerji depolanır. Bu sistem, enerjiyi hızlı depolama ve serbest bırakma imkanı sağlar. Bu sayede süperkapasitörler yüksek güç patlamaları ve çok fazla döngü ömrü oluşturur.
Yenilenebilir enerji kaynakları ile elektrik üretimi arasındaki bağlantıyı enerji depolama sistemleri sağlamaktadır. Süperkapasitörler;
- yüksek güç yoğunluğu,
- hızlı şarj ve deşarj olması,
- güç-enerji farkını kapatma avantajları,
- uzun çevrim ömürleri,
- güvenli çalışmaları,
- düşük bakım maliyetleri
nedeniyle enerji depolama sistemleri arasında öne çıkmaktadır2. Bu yüzden yenilenebilir enerji ve çevre koruma konusunda önemli bir role sahiptir. Enerjiyi hızlı depolama ve serbest bırakma özellikleri sayesinde güneş ve rüzgar enerjisi gibi kesintili enerji kaynaklarını dengelemek, tutarlı ve güvenilir bir enerji kaynağı sağlamak için uygun hale getirir.
Süperkapasitörler çevrenin korunması konusunda geleneksel enerji depolama cihazlarına sürdürülebilir alternatif olarak görülmektedir. Uzun çevrim ömürleri, hızlı şarj/deşarj olması ve çevresel etkilerinin azaltılması çevre dostu olmasını sağlamaktadır. Buna ek olarak elektrikli araçlar ve hibrit sistemlerde kullanılması karbon emisyonlarını azaltmaya ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlarla mücadeleye katkı sağlar. Süperkapasitörler genellikle sürdürülebilir enerji çözümlerinin ve çevreye duyarlı uygulamaların gelişmesine önemli katkıda bulunan depolama cihazıdır.
Günümüzde kapasitansı etkileyen elektrotlar arası dielektrik malzemelerin boşluklarının (oksijen vb.) kontrol edilmesi bir süperkapasitörde metal oksitlerin elektrokimyasal performansını artırmak için etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir.
Profesör Jianqiang Bi ve ekibinin yaptığı son araştırmada bol miktarda oksijen boşluğuyla karakterize edilen NiFe2O4-δ, hidrotermal yol ile oluşturulmuş NiFe2O4’ün temeli üzerine kurulan aktif bir karbon yatağı içinde art arda uygulanan ısıl işlem ile başarılı bir şekilde elde edilmiştir3.
Dikkatli bir şekilde uygulanan işlem sonucunda NiFe2O4-δ benzeriyle karşılaştırıldığında yüksek iletkenlik oluşturan ve kapasitansta 3,7 kat artış gösteren NiFe2O4-δ meydana getirdi. Elektrokimyasal niteliklerde izlenen bu artış metal oksitlerin performansını uygun hale getirmek için oksijen boşluklarının önemli görevi olduğunu göstermektedir.
Yapılan çalışmanın sonuçlarına göre oksijen boşluklarının bilinçli bir şekilde eklenmesinin metal oksitlerin elektrokimyasal özelliklerini artırmada önemli bir etken olduğu görülmüştür. Bu sayede onları süperkapasitör elektrotları için kullanılabilecek malzemeler olarak sınıflandırdığı fikrini güçlü bir şekilde desteklemektedir.
Bu yeni anlayış, enerji depolama alanındaki geliştirilebilecek uygulamalara öncü olmaktadır. Aynı zamanda oksijen boşluğu mühendisliğinin yüksek performanslı süperkapasitörlerin geliştirilmesi konusunda önemli bir rolü olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar