Carnegie Bilim Enstitüsü’nün Küresel Ekoloji Bölümünden Lei Duan ve Ken Caldeira’nın Nature Energy’de yer alan çalışmalarına göre nükleer enerji üretimi, dünyanın sıfır karbon emisyonu gibi kilit bir hedefe ulaşmasında oldukça önemli bir rol oynayabilir. Özellikle düşük rüzgar kaynaklarına sahip ülkelerde bu araştırmanın ilk adımları uygulanabilir.
İnsan faaliyetleri, karbon kirliliğini atmosfere yayar ve küresel karbon döngüsünü etkiler. Ayrıca ısınmaya ve değişen yağış rejimlerine neden olur. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, iklimin yıkıcı etkilerini azaltmak için insanlığın küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere kıyasla 1,5 ℃’nin altında tutmaya çalışması çok önemlidir. Panel, bu hedefe ulaşılabilmesi için enerji sistemindeki karbon emisyonlarının bu yüzyılın ortasına kadar sıfıra ulaşması gerektiğini belirtti.
Lei Duan, “Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları, karbon emisyonlarını azaltmak için harikadır. Rüzgar ve güneşin coğrafi bölgelerde kullanılabilirliği günden güne farklılıklar yaratabilir. Bu durum toplam emisyon azaltımı içim komplikasyonlar neden olur.”
Günümüz şartlarından rüzgar ve güneş enerjisinin neden olduğu enerji açığı doğalgazdan elektrik üretimi ile kapatılmaktadır. Ancak sıfır emisyonlu bir elektrik üretiminde rüzgarın esmediği ve güneşin doğmadı zaman elektrik üretimi için başka yollara başvurmak gerekir.
Daha önceki çalışmalar, güneş ve rüzgar enerji kurulumlarını hızlandırarak karbon emisyonlarının %80’inin engellenebileceğini göstermiştir. Ancak %100’lük azalma elde etmek için önemli altyapı değişikliklerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Ken Caldeira, “Karbonsuzlaştırmanın son %10 veya %20’sini tutturmak için alet çantamızda sadece rüzgar ve güneş değil daha fazla alete ihtiyacımız var.”
Nükleer enerjinin bu ihtiyaca cevap verme olasılığını değerlendirmek isteyen Lei Duan ve Ken Caldeira, Terra Power LLC’den Robert Petroski ve Gates, Ventures LLC’den Lowel Wood ile 42 ülkenin güneş ve rüzgar kaynaklarını incelediler. Bu verileri nükleer enerjinin potansiyelini değerlendirmek için kullandılar. Analizlerin amacı hangi ülkelerin nükleer enerjiyi kendi enerji gruplarında bir seçenek olarak görebilmeleri sağlamaktır.
Bol miktarda rüzgar enerjisi üretmek için uygun coğrafi ve iklim koşullarına sahip olan ABD gibi ülkelerde nükleer seçeneği, karbonsuzlaştırmanın kalan son engellerini aşana kadar uygulanmayacaktır. Ancak Brezilya gibi rüzgar kaynakları daha zayıf olan ülkelerde, nükleer enerjinin kullanımı karbonsızlaşmaya daha hızlı bir geçiş sağlayabilir.
Lei Duan, “Sera gazı emisyonları sıkı kontroller altında, nükleer enerji tarafından sağlanan enerji üretimi çoğu ülke için elektrik şebekesinden daha fazla potansiyel değere sahiptir. Rüzgar kaynakları az olan ülkeler sıfır emisyona giden bu yolda nükleer enerjiden daha erken faydalanırken, çok fazla kaynağa sahip olan ülkeler ise nükleer enerjiye yalnızca karbon emisyonlarının neden olduğu olumsuzluklardan kurtulmak adına ihtiyaç duyacaklardır.” sözlerini dile getirdi.
Caldeira ise: “Araştırmalarımız, bugünün ekonomisiyle karbondioksit emisyonlarının etkilerini yok etmek için en uygun çözümü aramaya dayalıydı. Bu sebeple günümüz şartlarında nükleerin, karbon emisyonlarını ortadan kaldırmak için uygun bir çözüm olduğunu bulduk. Bununla birlikte eğer enerji depolama teknolojileri düşük maliyetlerde olursa rüzgar ve güneş de bu konuda iyi bir alternatif çözüm olabilirler.” demiştir.
Kaynak:
https://techxplore.com/news/2022-02-nuclear-power-key-least-cost-zero-emission.html