Turizme bağlı Akdeniz ülkelerinin kıyılarında oluşan plastik atık ve sümüklü müsilaj gibi çevre sorunları son zamanlarda artış göstermektedir. Bu yüzden, Türkiye’nin güney kıyılarında gemilerin kükürtlü yakıt kullanımını azaltmada anlaşmışlardır. Akdeniz’de kullanılan yakıtın kükürt seviyesini %0,5’ten %0,1’e düşürme kararı Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne sunulması planlandı, onaylanması halinde Ocak 2025’te yürürlüğe girecek. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Akdeniz Eylem Planı koordinatörü Tatjana Hema: “Bu kararın uygulanmasıyla gemilerin oluşturduğu kirlilikte önemli bir azalma olmasını bekliyoruz.” dedi.
AB ve Akdeniz ülkeleri, kükürt kullanımının azaltılmasının çok önemli olduğunu dile getiriyor. Uzmanların tahminlerine göre, egzoz dumanı oluşturan gemilerin neden olduğu hava kirliliği erken ölümlere sebep olabilir. Hema, AFP’ye kükürt kullanımının azaltılmasının emisyonları azaltarak olumlu sağlık ve sosyo ekonomik sonuçları olacağını belirtmiştir.
Avrupa Komisyonu çevreden sorumlu genel müdür yardımcısı Patrick Child, AB’nin yakıttaki kükürt içeriğini azaltma çabalarına öncülük ettiğini söyledi: “En zorlu çevresel biyoçeşitlilik tehditlerine sahip denizlerden biri.” diyen yetkili, kükürt oksitlerle ilgili anlaşmayı, atılım olarak nitelendirmiştir ancak giderek acilleşen sorunların listesi uzun ve bu da bölgesel yönetimler üzerinde baskı oluşturuyor. İsviçre merkezli OceanCare savunuculuk grubu için çalışan okyanus politikası uzmanı Carlos Bravo, Akdeniz’in iklim değişikliği için bir sıcak nokta olduğunu söyledi.
Denizin ulaşımda yoğun kullanılması nedeniyle deniz canlıların zarar görmesi, kaplumbağaların ve köpek balıklarının balık ağlarına sıkışmasına dikkat çeken Carlos Bravo, gemilerden kaynaklanan gürültünün 150’den fazla canlı türünü etkilediğini ve harekete geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
Paris iklim anlaşmasını son onaylayan G20 ülkesi olan Türkiye, suya verilen değer konusunda ağır eleştirilere maruz kaldı. Geçen yaz İstanbul’un Marmara Denizi üzerindeki müsilajın güney kıyılarını kaplaması uluslararası alanda ilgi gördü. Bilim insanları müsilajı, Türkiye’nin tarım ve sanayi atıklarını nehirlerden denizlere düzgün bir şekilde arıtmadan aktardığını ve olağandışı sıcaklıkların alglerin oluşumu için yeterli koşullar oluşturduğunu ifade ettiler. Türkiye çevre bakanlığı laboratuvar, ölçüm ve izleme dairesi şefi Soner Olgun, denizdeki müsilajın temizlendiğini belirterek, bu yıl veya gelecek yıl yeniden oluşmasını beklemediklerini açıkladı.
Türk yetkililer şimdi denizi kurtarmak için başta plastik olmak üzere her türlü atığın ortadan kaldırılması zorunluluğunu vurguluyorlar. Türkiye’nin çevre bakan yardımcısı Mehmet Emin Birpınar’ın AFP’ye verdiği demeçte: “İstanbulda gördüğümüz müsilaj, sadece deniz çöpleriyle değil suyun arıtımı ile de ilgilidir.” dedi.
Yunanistan’ın Ekim ayında yaptığı bir araştırmada, kıyı devletleri Kuzey Afrika’dan Orta Doğu ve güney batı Avrupa’ya uzanan Akdeniz’de 3 bin 760 ton plastik atığın varolduğunu belirtildi. Bununla birlikte plastik atıkların verdiği zararların en keskin örnek olarak caretta-carettaların neslinin tükenmesi verilebilir.
Muğla’da bulunan Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi Başkanı Yakup Kaska, etobur olduklarını ancak denizanalarını plastik torbalar ile karıştırma eğiliminde olduklarını ve artan deniz sıcaklıklarının artmasının cinsiyet belirleyen bir etki olmasından dolayı dişi kaplumbağaların sayısında da artışa yol açtığını ve bir santigrat derece artış olması durumunda 50 veya 100 yıl içinde tüm yavruların dişi olabileceğini belirtmiştir.
Kaynak:
https://phys.org/news/2021-12-turkey-neighbours-pledge-mediterranean.html