Günümüzde elektrik üretimi için kullanılan jeotermal enerji, tükenmeyen yenilenebilir bir kaynaktır. Enerji ihtiyacını karşılamada temiz bir enerji kaynağı olması önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Buna rağmen yenilenebilir enerji kaynakları arasında belki de en az bilineni jeotermal enerjidir.
Kuzey Denizi’nde bu konu hakkında birtakım gelişmeler var. Heriot-Watt Üniversitesi, “net sıfır ve ötesi” kapsamında petrol ve gaz kuyularının jeotermal enerji üretimi için yeniden kullanılmasını araştırıyor. Kuzey Denizi’ndeki jeotermal altyapı göz ardı edilemez bir gerçektir. Günümüzde fosil yakıtlardan uzaklaşma amacıyla kapatılan petrol kuyularını jeotermal enerji eldesi için yeniden kullanmak oldukça büyük bir fırsat sunmaktadır. Mevcut kuyuların revize edilmesi, hem maddi zararları hem de yeni açılacak olan kuyunun başarısız olma ihtimalini önemli ölçüde azaltır. Yeni bir kuyu açarak doğaya ve çevreye verilecek zarar minimuma indirilir. Kapatılan kuyulardaki çalışanlar ise benzer ve tecrübeli oldukları sektörde iş bulmuş olurlar.1
Peki kuyular nasıl jeotermal enerji santrallerine dönüştürülebilir? Bunun için üç tane yenilikçi yöntem sunulmuştur. İlk yöntem, açık döngü sistemleridir. Açık döngü sistemleri, temiz yeraltı suyunu doğrudan yakındaki bir akiferden iç mekan jeotermal ısı pompasına aktarır. Su sistemi terk ettikten sonra, ilk kuyudan uygun bir mesafede bulunan bir tahliye kuyusundan geri atılır. Petrol ve gaz üretiminin son aşamalarında, üretilen sıvılardaki su içeriği arttığında, bu tuzlu sulardaki enerji jeotermal enerji için giderek daha fazla kullanılabilir.2 İkinci yöntem ise kapalı döngü sistemleridir. Bu sistemlerde, gömülü veya batık plastik borular aracılığıyla sürekli olarak bir ısı transfer çözeltisini dolaştırır. Döngü sadece bir kez doldurulur ve orta miktarda çözelti gerektirir. Aynı çözelti kapalı bir döngüde sürekli kullanılır. Isı değişim kapasitesinin sınırlı olabildiği durumlar olmasına rağmen yeni teknolojiler ile verimliliği arttırılabilen bir yöntemdir.3
Üçüncü yöntem, güçlendirilmiş jeotermal sistemlerdir. Güçlendirilmiş jeotermal sistemler kuyudan uzaktaki jeotermal enerji kaynağına ulaşmak için kullanılmaktadır. Daha derin ve daha sıcak yerlere ulaşabilmesi sebebiyle önceki iki yöntemi de destekleme kapasitesi yüksektir.4
Denizaşırı petrol kuyularının jeotermal enerji üretim alanlarına yeniden dönüştürülmeleri heyecan verici bir fikirdir. Ancak karşımıza çıkabilecek birçok zorluğu da unutmamakta fayda var. Bunlar başlıca, mevcut regülasyonlar ve teknik sıkıntılar olarak isimlendirilebilir. Mevcut regülasyonlar, kuyulardaki üretimin durdurulması ile tamamen terk edilmesi arasında çok kısa bir süre sunmakta. Bu kısa süre, yeniden yapılandırma işlemini çok fazla kısıtlamaktadır.
Teknik zorluklar, jeotermal enerji üretimi hidrokarbon çıkarımından ciddi bir şekilde farklılık gösterir. Örneğin; jeotermal sistemler ısı alışverişinin, küçük ölçekli heterojenliklerin ve kırık ile fay hatlarının etkisinin ayrıntılı bir şekilde anlaşılmasını gerektirir. Bu sebepten dolayı kuyularda yapılacak bu değişimde mevcut yeraltı kaynaklarının kullanılmasının yeniden tasarlanması gerekmektedir.1
Kaynaklar
- https://techxplore.com/news/2024-10-repurposing-oil-gas-infrastructure-geothermal.html
- Üçgül, İ., & Elibüyük, U. (2016). Okyanus termal enerji dönüşüm (OTEC) sistemi. Erzincan University Journal of Science and Technology, 9(1), 87-94.
- Şahmerdan, O. (2020). Oylat jeotermal merkezi ısıtma sisteminin eşdeğer doğalgazlı merkezi ısıtma sistemiyle teknik ve mali açıdan karşılaştırılması ve termoekonomik analizi (Master’s thesis, Bursa Uludağ Üniversitesi).
- https://www.energy.gov/eere/geothermal/enhanced-geothermal-systems