♦ ODTÜ, İnşaat Mühendisliği, Lisans | Hakan BİRHAN |
♦ Boğaziçi Üniversitesi, İşletme Yönetimi, MBA | |
♦ AK Portföy, Kurul Üyesi | |
♦ Akbank, Yatırım Bankacılığı Başkanı | |
♦ Garanti BBVA, Yatırım Bankacılığı ve Finans Müdürü |
S-1: Bir inşaat mühendisi olarak enerji alanında yatırım bankacılığı yapmanızı farklı buluyoruz. Bu süreç nasıl gelişti, kendinizi bize biraz tanıtabilir misiniz?
C-1: İnşaat mühendisliğini çok sevdiğim için okudum. Öncesinde ise Fen Lisesini bitirdim, çok da iyi bir puanım vardı. Hocalarım “ne olmak istiyorsun?” diye sordu. “Elle tutulur ve gözle görülür bir şeyler yapmak istiyorum” dedim. İnternet üzerinden o haritaya baktığımda gördüğüm şeyleri değiştirmek, somut bir şeyler yapmak hevesiyle girdim bu yola ve çok da hoşuma gitti açıkçası. İnşaat mühendisliği, okuması çok zevkli bir bölüm. Üçüncü ve dördüncü sınıfta farklı departmanlardan işletme ve ekonomi gibi dersler aldım. Bir yandan da finansı takip ediyordum. Üniversiteyi bitirdiğimde dedim ki “dizayn ofiste çalışabilirim ama ben gerçekten ne istiyorum…” Bence biraz nefes alıp kendimize zaman vermemiz gerekiyor. Okul bitince piyasalara bakın, meslek büyüklerinizle konuşun, danışın ama hemen karar vermeyin. 1 yıl, 2 yıl kaçırabilirsiniz, bunun bir önemi yok çünkü bu işi 30-40 yıl boyunca yapacaksınız. Ben de bu şekilde farklı şeyler denedim. Okul bittikten sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde asistanlık yaptım. Akademisyenlik yaparken inşaat projelerine baktım ve piyasayı öğrenmeye çalıştım. Daha sonrasında finanse edilebilen projeleri öğrenerek hepsini harmanladığım bir zaman oldu. Bu dönemde biraz daha ne istediğimi öğrenme üzerine vakit geçirdim. Daha sonra “Yatırımların olduğu finans sektöründe çalışacağım.” dedim. Bu sektördeki bireylerin yaptığı işler ne derseniz, yatırımlardan sorumlu planlama veya finansal planlama… Makine de olsa inşaat da olsa fark etmez. İşi yaptığınızda onun adını koyuyorsunuz, diyorsunuz ki ben bu işi bu kadar zamanda şu kadar paraya bitireceğim. Yatırımı bu şekilde bitirdik, ya sonra? Yatırım bittikten sonra acaba gelir yaratabilecek miyiz? Bu sefer o tarafa geçiyorsunuz, işte enerji projeleri ya da aklınıza gelebilecek bütün projelerin yatırımları. Her yatırımın bir inşaat dönemi, bir de işletme dönemi vardır. İkisini birleştirdim ve bunlarla hayattan zevk aldığımı görüp oradan devam ettim. Yani baktığımızda yaklaşık 22-23 yıl oldu. Hep yatırımlardaydım, hep o yatırımların nasıl hayata geçirilebileceğine baktım ve şanslıydım ki iyi kurumlarda çalıştım. Sizlere tavsiyem okulu bitirdikten sonra kendinizi hazırlamak için zaman verin, “Ben ne yapacağım?” deyin, arkasından da sevdiğiniz işi öğrenip çalışın.
S-2: Yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımlar Türkiye özelinde hızla ilerlemekte, Garanti BBVA olarak bu yatırım süreçlerini nasıl değerlendirip şirketlere finansman desteği sunuyorsunuz? Genel anlamda bir banka finansman desteği yanında neden kendi yatırımlarını yapma opsiyonunu tercih etmez veya gelecekte etme olasılığı var mıdır?
C-2: Aslında sorunun cevabı içinde gizli. Biz tanım itibarıyla bankayız. Banka, çeşitli kanallardan topladığı mevduatları ilgili yatırımcılara sunar ve takibini yapar. Ha bunu biraz geliştiriyoruz tabii ki… Örneğin, küreselde Goldman Sachs ve JP Morgan yatırım bankacılığı yapıyor. Sadece kredi vermeyip aynı zamanda fon kurup ortak oluyorlar. Türkiye’de ise buna benzer uygulamalar portföy şirketleri kurularak gerçekleştiriliyor. Portföy şirketi üzerinden SPK’nın belirlediği kurallar çerçevesinde bu yatırımlar yapılabiliyor. Ama benim şu anki görevimdeki öncelik krediyi verip takip etmek ve krediyle piyasayı destekleyerek ilerlemek.
S-3: Türkiye ve dünya genelinde bankaların tüm sektörlere sağladığı finansman ile yeşil sektöre sağladığı finansman oranı bir banka için hangi oranda olması o bankanın ekonomik sürdürülebilirliği için makuldür?
C-3: Burada bahsettiğiniz şey Yeşil Varlık Oranı; bankacılık sektöründe çevresel sürdürülebilirliğe yönelik faaliyetlerin şeffaflığını sağlamak için öne çıkarılan çeşitli anahtar performans göstergelerinden biri. Bankaların da BDDK tarafından yayımlanan “Yeşil Varlık Oranı Hakkında Tebliğ Taslağı” ve çalışmaları devam eden ulusal taksonomi kapsamında sahip oldukları yeşil varlık oranını belirli periyotlarda BDDK’ya raporlama yükümlülüğünün getirilmesi beklenen gelişmeler arasında. Aynı zamanda 2021 yılında Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne Türkiye’den ilk imzacı olarak 2050’ye kadar borç verme ve yatırım portföylerini net sıfır emisyonla uyumlu hale getirmeyi taahhüt ettik. Bu kapsamda “Portföyümüzün net sıfıra ulaşmasını nasıl sağlarız, müşterilerimizin karbonsuzlaşma süreçlerini desteklemek için hangi teknolojilere/projelere yeşil finansman sağlamalıyız?” gibi sorulara odaklanıyoruz. Bu kısımda 2-3 sene öncesine kadar teşvik önemli bir kavramdı. Rüzgar ve güneş santralleri gibi yenilenebilir enerji faaliyetlerine yönelen firmalara daha ucuz borçlanma şeklinde teşvikler veriliyordu. Şu anda ise bu teşviklerin azaldığını görüyoruz. Devletler, dünya bankaları, özel bankalar bunun nice-to-have değil, bir zorunluluk olduğunun bilincinde. Sürdürülebilir finansmanda ise müşterilerimiz için yenilenebilir enerji gibi düşük emisyonlu faaliyetleri ve toplumsal kalkınma veya cinsiyet eşitliği gibi sosyal faaliyetleri öne çıkaracak mekanizmalar oluşturuyor ve müşterilerimizi bu alanda yönlendirirken onlara danışmanlık hizmetleri de sağlayarak sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş sürecinde onların yanında olmayı görev ediniyoruz. Oluşturduğumuz finansman mekanizmalarında belirttiğim konularda Sürdürülebilirlik Performans Hedefleri çerçeveleri oluşturuyoruz. Bu gibi gelişmelere baktığımızda iklim finansmanında daha etkili mekanizmaların geliştirilmesinin geçtiğimiz yıllarda küresel olarak ivme kazandığını ve çok önemli adımlar atıldığı söyleyebiliriz. Kazanılan ivmeyle gelecek yıllarda kapsamın hızla genişlemesi ve daha sağlam eylem planlarının oluşturulmasını da bekliyoruz.
S-4: Garanti Bankası, enerji sektöründe toplumsal ve çevresel fayda ile ekonomik fayda arasında nasıl bir denklem kuruyor?
C-4: Bankalar, birçok regülasyona tabidir ve kendine ait kural ve politikaları vardır. Garanti BBVA olarak kendi rakamlarımızdan örnek verirsek, 2014 yılından beri proje finansmanı faaliyetlerimiz kapsamında yeni elektrik üretimi projelerinde %100 yenilenebilir enerji yatırımlarını finanse ettik. Bahsetmiş olduğum gibi, müşterilerimizin karbonsuzlaşma süreçlerine destek olmak bizim en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor. Çevresel ve sosyal açılardan sağduyulu olması gereken taraf olduğumuzu biliyor ve her zaman kontrollü davranıyoruz. Bu doğrultuda sürdürülebilirlik bakış açısıyla tüm çevresel etkilere çok dikkat ediyoruz.
S-5: Sizce enerji sektörüne finansman sağlamak isteyen bankaların, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) düzenlemeleri ve bankacılık sektörünün gereksinimleri arasında denge kurma süreci nasıl ilerlemelidir? Bu dengeyi sağlamak için karşılıklı olarak hangi stratejik yaklaşımlar sergilenmelidir?
C-5: Bu konuya şu şekilde yaklaşalım. EPDK, yatırımcılara regülasyon koyar. Bir de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu var, o da bankalara regülasyon koyar. Enerji sektöründeki teşvik ve destek mekanizmalarına ilişkin olarak bizler de çeşitli konferans ve organizasyonlarda konuşarak değerlendirmelerimizi dile getiriyoruz. Bütün bu organizasyonlar bankalar ve yatırımcılar için çok değerli. Toplantılarda ve organizasyonlarda yatırımcılara “ben sana kredi vereyim ama şu şartları yerine getirmen lazım” derken EPDK’ya ise “şu şartlarda finansman süreçleri kolaylaşır veya zorlaşır” gibi görüşler sunuyoruz. Yapı biraz böyle işliyor.
S-6: Yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığınız toplam finansman tutarı 6 milyar doların üzerinde. RES projelerinin finansmanında da pazar lideri olduğunuzu biliyoruz. Özellikle RES’e daha fazla yatırım yapmanızı nasıl açıklarsınız?
C-6: Tarihçesine bakarsak rüzgâr enerjisi projelerinin geliştiği ilk zamanlarda güneş enerjisi yatırımları çok pahalıydı. Şimdi biz güneş enerjisi santrallerinin finansmanına da aynı şekilde önem veriyoruz. Ana hedef yenilenebilir enerjide en iyiyi en fazlayı yapabilmek ve en doğru projeyi seçebilmek. Bu durumda bankalar mevduatları toplayıp, o mevduatı doğru projeye aktarmak durumunda. Bu sorumluluğu üzerinize alıp takip ettiğinizden projeleri çok iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Biz, Garanti BBVA olarak, ülkemizdeki rüzgar ve güneş enerjisi projelerinin %20’den fazlasına finansman sağlamış bulunuyoruz.
S-7: Sürdürülebilir ve temiz bir dünyaya inancınızı Mavi Nefes gibi projelerinizden görüyoruz. Yenilenebilir enerjiyle alakalı bu tarz proje fikirleriniz var mı? Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz?
C-7: Banka olarak pek çok toplumsal yatırım projemiz var. Bu projelerimizden olan Mavi Nefes kapsamında ben de Antalya’da bir sahilin temizlenmesine katıldım. Sahili temizleyince bir bağ kurup normal hayatında birisi bir şey atarken görünce daha ciddi tepki gösteriyorsun. Bu proje kapsamında banka olarak üç yıl boyunca denizlerdeki genel kirliliğin önüne geçilmesine ve farkındalık eğitimleri verilmesine destek olacağız. Yenilenebilir enerjiyle ilgili olarak ise CleanTech projelerine öncelik veriyoruz. CleanTech, BBVA tarafından İspanya’da bir konsept olarak geliştirildi. Her tarafa uygulanıyor, biz de oradaki en iyi uygulamaları alıyoruz. Örnek olarak; enerji depolama tesislerini, hidrojen ve elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarını destekleyeceğimizi ve karbon yakalamayla ilgili teknolojileri yakından takip ettiğimizi söyleyebilirim.
Röportajı Yapanlar: Büşra Değirmenci, Eray Dönmez