İklim değişikliği ile devam eden mücadelede pek çok önlem hayata geçirilmiştir. Avrupa’da sera gazı emisyonlarında %25’nin üzerinde bir oranla lider konumda olan ulaşım, yıllar boyunca en fazla yeniliğe sahne olmuştur. Hibrit ve hatta tamamen elektrikli araçlar, daha temiz ve daha yeşil bir dünya için emisyonları mümkün olduğunca azaltmayı amaçlayan bu yeniliklerin başında geliyor1.
Ancak sadece mühendislik önlemleri değil, aynı zamanda siyasi ve sosyoekonomik önlemler de alınmış ve geçtiğimiz yıl itibariyle 20 AB üye ülkesi yeşil araçlar için teşvikler sunmuş ve hatta vergi kanunlarında yeni düzenlemelere gidilmiştir.
Londra ve Paris gibi metropollerde “düşük emisyon bölgeleri” oluşturularak içten yanmalı araçların sayısı sınırlandırılmış ve emisyonu azaltmak için yakından denetlenmiştir. Aynı şekilde, New York gibi büyük şehirlerde toplu taşıma sadece desteklenmekle kalmamış, aynı zamanda daha fazla insanın motorlu taşıtları terk ederek daha yeşil ve çevre dostu ulaşım seçeneklerine yönelmesi teşvik edilmiştir.
“The Conversation” dergisi 2017-2022 yılları arasında sosyoloji alanında bir doktora tezi hazırladı ve 20 yaş ve üzeri otomobil sahipliğini araştırdı. Çalışma grubuna otomobillerin seri üretimi ve daha eski otomobiller yerine daha yeni otomobillere sahip olunması hakkında sorular soruldu. Şaşırtıcı bir şekilde çoğunluk, yeni modellerden ziyade eski arabalara sahip olma konusunda kararlıydı. Onlar için bu, yenilerini satın almaktan ziyade işlevsel ve onarılabilir araçların kullanımına öncelik veren bir ekolojiyi teşvik etmekle ilgiliydi.
Ayrıca, Lityum veya Kobalt gibi değerli metallerin çıkarılması ve fosil yakıtlar yoluyla genel elektrik enerjisi üretimi nedeniyle halkın elektrikli araçların çevreyi daha fazla kirlettiğine dair şüpheleri var. Elektrikli cihazlara da maalesef güvenilmemekte ve mekanik muadillerine göre çok daha kolay bozulma eğiliminde olduklarından, insanlar rahatlık ve yenilik pahasına daha güvenilir ve sağlam olan aracı tercih etmektedir.
2021 yılında Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi (ICCT) aracılığıyla yapılan bir çalışmada, elektrikli araba yaşam döngüsü değerlendirmesine yani; bir ürünün kullanım ömrü boyunca çevre üzerindeki etkisi daha yakından incelendi. Bugün tescil edilen bataryalı elektrikli araçların emisyonlarının Avrupa ve ABD’de benzer benzinli araçların emisyonlarından yaklaşık %70 daha düşük olacağını tespit ettiler. Bu çalışma ve daha fazlası, elektrikli araçların içten yanmalı motorlu (İYM) araçlardan daha fazla kirliliğe neden olduğu efsanesini geçersiz kılmıştır2.
Kuşağımızın üstün mühendislik başarılarına güvenmemek, küresel ısınmaya sırt çevirmenin kolay bir yolu olabilir, ancak bu dünyadaki her insan daha iyi bir gün görmek için mücadele etmelidir. İklim değişikliği, birçok bilim insanımızı ilgilendiren ve her birimizi endişelenmesi gereken bir konudur. Dünyayı daha iyiye doğru değiştirmek ve gelecek nesillere yeşil bir dünya bırakmak bizim elimizdedir.
Samed HAJDAR
Kaynaklar
- https://techxplore.com/news/2024-03-green-older-car-owners-eco.html
- https://theconversation.com/seeing-green-some-older-car-owners-show-that-theres-more-than-one-way-of-being-eco-friendly-225205
- Bieker, G. (2021, Temmuz). A global comparison of the life-cycle greenhouse gas emissions of combustion engine and electric passenger cars. International Council On Clean Transportation.