İnsan fizyolojisinde yerleşik halde bulunan mikroorganizma kolonileri “mikrobiyota“, bu organizmaların taşıdığı genetik materyal bütünü ise “mikrobiyom” olarak isimlendirilmektedir. İnsan bedeninde misafir edilen bu mikroskobik varlıkların total kütlesinin, beyin ağırlığını aştığı yönünde çarpıcı verilere rastlanmaktadır. Bilişsel ve motor fonksiyonların yönetim merkezi olan beyinden, gözle görülemeyen bu yapıların daha ağır çekmesi, bilimsel arenada dikkat çekici bir paradoks olarak nitelendirilmektedir.1
Mikrobiyom dinamiklerinin aydınlatılması maksadıyla geçmişten günümüze muhtelif projelerin hayata geçirildiği ve bu sürecin halen devamlılık arz ettiği bilinmektedir. Söz konusu çalışmaların nihai gayesi; bireyler arası varyasyon gösteren mikrobiyom profillerini haritalandırmak, patolojilerle olan korelasyonu çözümlemek ve tedavi mekanizmaları geliştirmektir. Bu bağlamda ilk kapsamlı girişim, 2007 yılında NIH (Ulusal Sağlık Enstitüsü) nezdinde başlatılmıştır. 300 gönüllüden temin edilen 11.700 numunenin tetkik edildiği bu araştırmada; spesifik bakteri ve mantar türleri saptanarak neden oldukları hastalıklar envanterlenmiş, akabinde tedavi protokollerine yönelik araştırmalar derinleştirilmiştir.2
Yürütülen akademik faaliyetlerin bir diğer boyutu ise iklim krizi ve mikrobiyom etkileşimi ekseninde şekillenmektedir. Küresel iklim değişikliğinin tesir alanının yalnızca atmosferle sınırlı kalmadığı; toprak, bitki örtüsü ve dolaylı yoldan insan mikrobiyotasını da kapsadığı raporlanmaktadır. Hava kirliliği ve iklimsel değişimlerin tarımsal rekolte ve kaliteyi düşürdüğü, bu ürünlerin tüketilmesi neticesinde insan mikrobiyotasında dejenerasyonların meydana geldiği ve çeşitli hastalıkların tetiklendiği öngörülmektedir. Bu dejenerasyonlar çoğunlukla bağırsaktaki mikrobiyomlara etki ederler. Bağırsak mikrobiyomu, sadece sindirim ile alakalı değildir. Bağışıklık, metabolizma ve sinir sistemini de etkilediği için birçok hastalık bu yüzden tetiklenmektedir. Nitekim son dönemde bu alandaki akademik ilginin yoğunlaştığı gözlemlenmektedir.3

Mikrobiyom analizlerinin, çok katmanlı veri setleri ve disiplinler arası bir yapı içermesi nedeniyle zorlu bir prosedür olduğu vurgulanmaktadır. Bu karmaşanın standardizasyonu adına, 28 ülkeden 250 araştırmacının iştirakiyle STREAMS (Çevresel ve Konukçu İlişkili Mikrobiyom Çalışmalarında Teknik Raporlama Standartları) kılavuzu oluşturulmuştur. Temelinde önceki STORMS sisteminin başarısı yatan bu kılavuzun; araştırmacılar ve eğitimciler başta olmak üzere, öğrencilere de metodolojik kolaylık sağlaması hedeflenmektedir. Başyazar Kelliher tarafından, kılavuzun raporlama süreçlerinde herkesin istifade edebileceği 67 maddelik bir kontrol listesi barındırdığı ve makine okunabilirliği esas alınarak teknolojiyle entegre edildiği beyan edilmiştir.4
STORMS projesinin insan mikrobiyomuna odaklandığı, STREAMS’in ise çevresel çalışmaların zorluklarını ve prosedürlerini ele aldığı ifade edilmektedir. STREAMS ekibinin, her katılımcıya geri bildirim sağlama noktasında yoğun mesai harcadığı ve bu zorlu süreçte katılımcılara verilen önemin somutlaştırıldığı görülmektedir. Kılavuzun statik bir yapıdan ziyade, güncellemelerle beslenen ve yeniliklere adapte olabilen dinamik bir kaynak niteliği taşıdığı belirtilmektedir.4
Çalışmanın öncüsü Kelliher’in projeye dahil oluş süreci ise dikkate değer bir tesadüfe dayandırılmaktadır. Bir doğa yürüyüşü esnasında, mikrobiyom projesi için öğrenci arayışında olan araştırmacılarla karşılaşıldığı ve akabinde gerçekleşen mülakatla projenin temellerinin atıldığı aktarılmaktadır.4
Mikroorganizmaların, tarımda ve bitki sağlığında önemli bir rolü vardır. Bu sebeple iklim değişiklikleri tarım ürünlerinden vücudumuza geçerek bağırsak başta olmak üzere birçok organımıza zararı dokunabilir. Fakat ne yazık ki bu konu üzerine gerektiği kadar düşülmemektedir. Bunun gibi insan sağlığını önemseyen konuları gündeme taşımak bizim elimizde. Sadece kendi sağlığımız için değil, sürdürülebilir bir gelecek ve tertemiz bir dünya için.5
Kaynaklar
- Aslan, F. G., & Altındiş, M. (2017). İnsan mikrobiyom projesi, mikrobiyotanın geleceği ve kişiye özel tıp uygulamaları. Journal of Biotechnology and Strategic Health Research, 1, 1-6.
- Kurtaran, B. (2021). Mikrobiyom ve mikrobiyota. Ege Tıp Dergisi, 88-93.
- Bastas, K. K. (2021). İklim Değişikliğinin Bitki-Faydalı Mikroorganizma Etkileşimleri Üzerindeki Etkileri. Turkish Journal of Agriculture-Food Science and Technology, 9, 2594-2603.
- Phys.org. (2025, Aralık). Global guidelines streamline environmental microbiome research
- Cavicchioli, R., Ripple, WJ, Timmis, KN ve diğerleri. Bilim insanlarının insanlığa uyarısı: mikroorganizmalar ve iklim değişikliği. Nat Rev Microbiol 17, 569–586 (2019).
