Modifiye edilmiş araçlarla hepimiz karşılaşmışızdır fakat modifiye sonucu elektrikli araca (EV) dönüştürülmüş benzinli bir taşıtı daha önce gördünüz mü?
Benzinli bir taşıtın EV’ye dönüştürülme sürecinde odaklanılacak konu maliyet ve performans kazanımlarının ihtiyaç duyulan verimliliği ne ölçüde karşılayacağının tespit edilmesidir.
Birçok araştırmacı tarafından yürütülen ortak çalışmada benzinli bir aracının elektrikliye dönüştürülmesinin, sıfır bir EV satın almaktan daha uygun maliyetli olup olmadığı araştırıldı ve araç dönüşüm maliyetini belirlemenin en iyi yolu şu formüle dayandırıldı:
(Mesafe + Hız = Maliyet)
Bir aracın ne kadar hızlı gideceği ve sürücünün ne kadar yol katettiği dikkate alınarak uygun dönüşüm seçilir. Yapılan deneyde, benzinli bir araç motorunun alan yönelimli kontrol birimi ve ilgili bileşenleri elektrikli muadilleriyle değiştirilerek bir dönüşüm gerçekleştirildi. Ayrıca araca 10,8 kWh kapasiteli bir batarya eklendi (Bu dönüşüm çoğu araca uygulanabilir fakat elektrik motor ve batarya için yeterli alanı sağlamayan taşıtlarda uygulanamamaktadır.). Sonuçlar, dönüşümün ekonomik olarak uygulanabilir olduğunu göstermiştir. Şarj maliyeti 0,12 USD/kWh olarak belirlenmiş olup, aracın kilometre başına ortalama şarj maliyeti 0,032 USD/km olarak hesaplanmıştır.¹
Sonuçlar, dönüşüm sürecinin yalnızca mümkün olmakla kalmayıp, elektrik motorunun önceki benzinli motordan daha iyi performans gösterebileceğini de ortaya koymaktadır. Ayrıca, bu dönüşüm sürecinin, sıfırdan yeni bir EV üretmeye kıyasla daha düşük CO₂ emisyonu oluşturduğu görülmektedir. Mevcut araçları dönüştürmek, sıfırdan üretim için gerekli olan nadir metallerin madenciliğini de azaltmaktadır. Bununla birlikte, bu hizmete yönelik talep olsa da dönüşüm atölyelerinin azlığı ve dönüşüm sürecinin uzun sürmesi (birkaç ay) çözülmesi gereken başlıca sorunlardır. Bu hizmetin dünya çapında yaygınlaştırılması ve sürecin hızlandırılması için dönüşüm sektöründe büyük bir genişlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.¹,²
Sonuç olarak, benzinli araçları elektrikli hale getirerek, doğayı koruma ve modern yaşamın gerekliliklerini sağlama arasında bir denge kurulabilir. Böylece, ekonomik büyümeyi ve insanların güvenli bir yaşam sürmesini sağlarken, aynı zamanda çevresel etkileri minimize eden bir ulaşım modeli oluşturulabilir.
Kaynaklar