SUSU School of Economics and Management araştırmacıları, G7 ülkelerinin ekonomileri için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını analiz ettiler. Çalışma, ekonomik olarak enerji endüstrisinde büyük bir paya sahip olan bölgelerin ekonomik gelişimi ile bu ülkelerdeki çevresel durum arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Enerji endüstrisinde yenilenebilir kaynakların kullanımı çevresel durum üzerinde olumlu etkilerin olduğu görülmüştür.
Susu Finans Teknolojileri Bölümü, Ekonomi ve Yönetim Bölümü’nde görev yapan Andrew Adewale Alola, Türkiye, Kıbrıs ve Norveç‘ten meslektaşlarıyla işbirliği içinde bu araştırmayı yürüttü. Araştırma, ülkelerin ekonomik kalkınma ve uygun bir çevresel durumu sürdürmek arasında bir denge bulmalarını sağlayacaktır.
Ekonomik kalkınma çevre için risk faktörüdür
Sonuçlar yenilenebilir enerji kaynaklarının ve enerji fiyatlarının çevresel şartları iyileştirdiğini, ticaret hacminin artması ile CO2 emisyonlarında güçlü bir artış olduğunu ortaya koydu. Andrew Adewale Alola, “Bazı Avrupa ülkelerinde karbondioksit emisyonlarında azalma ve çevre şartlarında iyileşme olmasına rağmen AB’nin dünyadaki en büyük üçüncü atmosfer kirliliği kaynağı olarak kabul edilmesi, ekonomik kalkınma stratejilerinde önceliklerin revize edilmesi gerektiğini göstermektedir. Ülkelere özel tahminler enerji fiyatlarının CO2 emisyonları üzerindeki olumsuz etkisini gösteriyor.” diye belirtiyor.
Yenilenebilir enerji tüketiminden kaynaklı kirliliği azaltmanın sonuçları tüm ülkeler için gözlemlenmiştir ancak ayrı tahminler ve sonuçları G-7 ülkeleri için değişiklik göstermektedir. Kanada’da yenilenebilir enerji kullanımının çevre üzerinde önemli bir etkisi yoktur. Fransa’da ise bu olumsuz etki daha belirgindir. İtalya ve İngiltere’de, emisyon seviyesinin enerji fiyatlarına açık bir bağımlılığı vardır: Enerji fiyatları pahalı olursa karbondioksit emisyonu o kadar düşük olur. Almanya’da çevre durumu yenilenebilir enerji kaynaklarının payına oldukça bağlıdır; ABD ve Japonya’da karbondioksit emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının sektördeki payından çok enerji fiyatlarına bağlıdır.
Yeşil Kalkınma Stratejisi
Araştırma, Avrupa Birliği’nin olası siyasi ve ekonomik stratejilerinin geliştirilmesi açısından önemlidir çünkü birçok durumda çevreyi koruma sorunları enerji üretimini azaltarak çözülemez. Andrew “Çoğunlukla makroekonomik belirleyiciler çevresel sürdürülebilirlik için kritik öneme sahiptir. Fosil yakıtlar, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ve turizm (turizm destinasyonları için) gibi makroekonomik göstergeler uygulanabilir bir ekonominin önemli bileşenleridir. Bu nedenle, çalışmalar, çalışılan ülkelerde enerjinin çeşitlendirilmesi, çevre dostu teknolojilerin tanıtılması, geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının daha önemli hale gelmesi gerektiğini göstermiştir.” açıklamasını yaptı.
Araştırmacılar, hala hidrokarbon enerji kaynaklarına büyük ölçüde bağımlı olan bazı ülkeler arasında fosil yakıt tüketiminin çevreye olumsuz etkilerini de tespit etti. SUSU bilim insanları daha fazla özerklik sağlamak ve ekonominin tek bir enerji kaynağı türüne bağımlılığını azaltmak için bu ülkelere enerji çeşitlendirmesini sürdürmelerini tavsiye ediyor.
Çin, ABD, AB ve Hindistan’dan sonra kirletici emisyonlar alanında 5. sırada yer alan Rusya için de benzer bir çalışma yapılması planlanıyor. Bu, ülkemiz ekonomisini daha doğru bir şekilde çeşitlendirmek için daha fazla strateji belirlememizi sağlayacaktır. Ekolojik araştırmalar, dijital endüstri ve malzeme bilimi ile birlikte Güney Ural Devlet Üniversitesi‘nin bilimsel ve eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi için üç stratejik alandan biridir.
Kaynak
https://phys.org/news/2020-05-scientists-impact-renewable-energy-economies.html